17 Mayıs 2012 Perşembe

MOHS SERTLİK SKALASI

           Sertlik

      Sertlik adı üzerinde bir mineralin sertliğini ifade eder. Mineralin üzerine etkiyen basınçlara, kuvvetlere karşı gösterdiği dayanım, mukavemettir. Sertlik mineralin kimyasal yapısı, aralarında kurdukları bağlarla alakalıdır. Bağlar ne kadar fazla ve sıkı ise o mineral daha serttir. Sertlik genel olarak çizilme kuvvetine gösterilen tepki ile ölçülür.

         Friedrich Mohs

     Friedrich Mohs mineralleri birbirine sürttüğünde üzerlerinde kalan çiziklerden hangi mineralin sert olduğunu saptamıştır. Sert olan mineralin daha az sert olan mineralin çizdiğini görmüştür. Bunun sonucu olarak sertliği bilinen mineralleri kullanarak sertliği bilinmeyen mineraller hakkında yorum yapılabilineceğini öne sürmüştür. Buradan yola çıkarak Mohs Sertlik Skalası-Cetveli'ni oluşturmuştur.
      


Aşağı ilerledikçe sertlik artar.

Bu grafik sertliğin her derecede doğru bir orantıyla artmadığını göstermektedir.

           Ek oalrak tırnak, madeni para, cam, çelik gibi sertlik ölçmede kullanabileceğimiz materyallerin de sertlikleri verilmiştir. Skala-Cetvel bu materyallere göre de yorumlanmıştır.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

KAYAÇ ÇEVRİMİ-DÖNGÜSÜ



      Çok iyi biliyoruz ki dünyamız üzerinde 3 çeşit ana kayaç grubu vardır. Bunlar magmatik kayaçlar, metamorfik kayaçlar ve sedimanter kayaçlardır. Bu kayaçların oluşumları oldukça uzun zamanlar alır. Bu uzun süreçlerinde birçok etkileşim ve değişim gösterirler.

      Tüm bu kayaç türlerinin ana kökeni magmadır. Magma kayaç döngüsünün ve oluşumunun ilk materyalidir. Magmanın soğuması ile magmatik kayaçlar oluşur. Bunlar başka bir evrim geçirmeden, direkt olarak magmadan meydana gelen kayaçlardır. Şu sonuca varabiliriz ki dünyamızın soğuma evresi başladığında ilk olarak magmatik kayaçlar oluştu ve diğer kayaç türleri yoktu. Bu magmatik kayaçlar rüzgar, akarsu, yağışlar gibi fiziksel etkiler neticesinde aşınmaya ve tortul-toz halinde boyutları değişken olan küçük birimlere ayrıştılar. Böylece sedimanlar meydana geldi. Sedimanların uzun süreli birikimleri ve istifler halinde sıkışıp sertleşerek tabakalı kayaçlar meydana getirmesi ile Sedimanter Kayaçlar meydana geldi.
   
      Bir yandan magmatik kayaçlar tekrar magmaya gömülerek sıcaklık ve basınç altında kaldılar fiziksel yapılarının değişmesinin yanı sıra kimyasal özelliklerini de yitirdiler, yeni kimyasal özellikler kazandılar. Yani başkalaşım geçirdiler. Böylece başkalaşım kayaçları dediğimiz Metamorfik Kayaçlar oluştu.

     Konunun çabuk kavranması adına sedimanter ve metamorfik kayaçların magmatik kayaçlardan oluşum şeklini ifade ettik. Fakat bu kayaçlar sadece magmatik kayaçlardan meydana gelmiyor. Bir sedimanter kayacın yada sedimanın başkalaşım geçirmesiyle sedimanter yapılardan magmatik kayaçlar oluşabiliyor. Aynı şekilde bir metamorfik kayacın aşınması ile tortullaşarak sedimanlar ve bu sedimanların birikimiyle sedimanter kayaçlar oluşabiliyor.İlk başta magmatik kayaçlardan yola çıkarak konuyu anlattık bunun üzerine her biri arasında bir çevrim, döngü olduğundan bahsettik. Şu halde tüm kayaç türleri arasında bir geçiş, döngü olduğunu kolaylıkla kavrayabiliyoruz. Ve hatta sadece  kayaçlar arası değil bir kayacın magmada ergimeye uğrayarak tamamen magma bünyesine katılması durumu da söz konusudur.
   
      Şu halde sadece magmatik kayaçların direkt olarak magmadan oluştuklarını diğer kayaçların ise birbirleri arasında değişerek meydana geldiğini biliyoruz.Bu konuyu, durumu özetleyen bir Çevrim Tablosu şu şekildedir.

Kayaç Çevrimi-Döngüsü

KAYA DÜŞMESİ

Kaya düşerken bir görünüm

        Fotoğraflarda da  gördüğünüz gibi büyük kaya blokları sarsıntılara, kendi ağırlığına karşı gösterdiği mukavemete, dışarıdan gelen basınçlara, kuvvetlere ve etkilere (şiddetli yağış, şiddetli rüzgar vb) yenik düşerek ani kütle düşmelerine sebep olurlar. Diğer deyişlerle kaya düşmesi, kütle kopması olarak da adlandırılırlar. Genellikle uzun süreçli küçük etkilerin birik-mesi ve bunların üzerine deprem, sarsıntı gibi büyük etkilerin gerçekleşmesi sonucu oluşurlar. Yerleşimin olduğu yerlerde yada ulaşımın birimlerinin geçtiği yerlerde tehlikeli durumlar yaratabilmektedir. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğümüz gibi.Gerekli önlemlerin alınması, gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir. 

Düşmüş bir kaya bloğu taşıt yolunda

9 Mayıs 2012 Çarşamba

MİLLAU VİYADÜĞÜ

       

     Fransa ile İspanya arasındaki mesafeyi 40 kilometre kısaltan, Millau ile Güney Fransa'yı birbirine bağlayan viyadüktür. Bu yapı dünyanın en uzun ve en yüksek viyadüğü olmaktadır. Uzunluğu 2460 metredir. Yerden en yüksek mesafesi 343 metredir. Norman FOSTER tara-fından tasarlanmıştır. Bu viyadük saatte 225 kilometre hıza ulaşan rüzgara dayanıklı biçimde üretilmiştir. 10 Ekim 2001'de  inşasına başlanmış, 17 Aralık 2004'te trafiğe açılmıştır. Viya-düğün kullanım süresi 120 yıl olarak belirlenmiştir. Viyadüğün toplam maliyeti 400 milyon euro olmuştur. Yapıyı Eifel kulesini yapan firma yapmıştır.


Millau Viyadüğü


Millau Viyadüğü


Millau Viyadüğü


Millau Viyadüğü


Millau Viyadüğü


Millau Viyadüğü

8 Mayıs 2012 Salı

JEOLOG PASTASI

      Jeolog Pastası

      Bir jeolog için insanlara yeryüzünün yapısındaki katmanları, tabakaları, istifleri tasvir etmenin en güzel yolu bu olsa gerek. Hem çok güzel bir benzetme hem de insanların anlayabilmesi açısından oldukça anlaşılabilir. bir örnek.



7 Mayıs 2012 Pazartesi

ANTİKLİNAL VE SENKLİNAL

         Antiklinalin kelime anlamı 'birbirinden farklı yönlere doğru eğimli'dir.

   Tabakaların veya istiflerin basınca maruz kalarak kıvrımlı yapılar oluşturması olayında meydana gelen yükseltilere antiklinal denir. tam tersi olarak çukur olan kısımlara ise senklinal denmektedir.






Kesit Görünümü



Gerçek Bir Antiklinal-Senklinal yapısı




Yatık Asimetrik Kıvrım


       Büyük antiklinal ve senklinal yapıları petrol aramalarının ilk danışılan, araştırılan adreslerindendir.





3 Mayıs 2012 Perşembe

KÜTAHYA'DA DEPREM




2012.05.03 saat 18:20:25'de Kütahya - Hisarcık'ta
5.1 büyüklüğünde, 3,1 km derinlikte deprem meydana gelmiştir.
Koordinat:
Enlem (N): 39.1747       Boylam (E): 29.0918




2 Mayıs 2012 Çarşamba

JEOLOJİYE GİRİŞ


JEOLOJİYE GİRİŞ


     Bir volkanın alevler püskürtmesi, patlaması, dağ ve vadi oluşumları yada benzersiz yeryüzü manzaraları, bir depremin yarattığı yıkım ve korku bunların hepsi jeolojinin inceleme konusudur. Buna benzer eşsiz ve sayısız birçok örnek söz konusudur. Yer altı suyu nerededir, petrol nerde aranmalı yada nerelere sondaj yapılmalı ? Bu bahsi geçenler jeolojinin ilgi alanlarından sadece birkaçıdır.
     İngilizcesi "geology"dir. Geo : yer, dünya Logy : bilim, inceleme anlamına gelmektedir. Jeoloji kelimesini yerbilimi olarak tanımlayabiliriz. Dünyamızı incelemek, oluşumunu ve geçirdiği süreçleri anlamak ciddi ve zor bir iştir. Dünya uzun ve karmaşık bir tarihi olan, dinamik yapıya sahip bir kütledir. 


MODERN JEOLOJİNİN DOĞUŞU
    

                  
Charles LYELL
     18.yy'ın sonları modern jeolojinin başlangıcı olarak kabul görür.Bu zamanlarda James Hutton adlı İskoç fizikçi "Dünya Teorisi" çalışmasını yayımladı. Bu çalışmasında "Üniformitaryanizm" prensibini savundu. yani tek düzecilik. Hutton, küçük görünen kuvvetlerin uzun zaman aralıklarında katastrofik (ani gelişen büyük olaylar) olaylar kadar önemli sonuçlar doğurabileceğini öne sürdü. 1830-1872 yılları arasında Charles Lyell çok daha ikna edici bir üslupla "Jeoloji İlkeleri" adlı eserini yayımlamıştır. Üniformitaryanizm kuramını ilk olarak ortaya koyan kişi olmasa da bilim dünyasına kesin bir dille kavuşturan kişi Lyell olmuştur.